Simdi / Artık / Sadece / Hoscakal ...

Mutlu uykuların tadını unutalı çok oluyor ..
Huzurla koymuyorum başımı yastığa ne zamandır !
Geçmek bilmeyen dakikalarca uykuya dalmaya çalışmak,bütün kötü hatıraları hafızamdan silmiş gibi yapıp da gözlerimi kapatmak ne zor,bir bilsen!
Öyle yorgun ki artık tüm varlığım bunları yaşamaktan,bir bilsen!

Bir değişiklik yapmalı , karşı çıkmalı kadere dedim bu akşam kendime..
En koyusundan isyanları geçirip üzerime,tüm iyi niyetlerimi aramaya çıktım yüreğimin ellerinden tutup da!

Kapkaranlık kuytulara düştü yollarım .. Biçare yolculuklara !

Meğer ne çokmuş sana ayırdığım ve senin gözünü tek bir kere bile kırpmadan ayaklarının altından sandalyeyi çektiğin iyimser huylarım!

Virajlar,hiç ışıksız tüneller,yokuşlar ...
Hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiren çokça ağlamalar!
Yürek sızıları,kalp ağrıları ...
Acıyan bir can!
Ve bir şansı daha hak eden,iyi yürekli,melek kalpli bir ben ......

Tüm iyi niyetlerimi aramaya çıktım tutup da yüreğimin ellerinden bu akşam ...

İçime sindire sindire nasıl çektiysem ben payıma düşen onca acıyı,razı olmalı hayat da sana sunacağım bilmem kaçınıcı ama son,kendi ellerimle hazırlayıp da önüne koyduğum bu tabağa!
Oldukça sıradan,öylesine bir akşam yemeği olacak bu içinde tek bir not bulunan ;

“Yüreğimin yarısı sandığım!
Bakarken bile içimin titrediği!
Gönül yaram!
Kalp ağrım!
Yoktan var ettiğim!
Bu gece seni affediyorum ...”

Ne var ne yoksa bana yaşattığın,ağzını sıkı sıkı bağladığım ufacık bir poşetin içine tıkıp da hepsini pencereden aşağıya fırlatıyorum...
Bu sefer hiçbir şekilde hayatta kalma ihtimali barındırmayan bir kararlılıkla üstelik!

Yolculuk sona eriyor ... Gözlerimi aralıyorum ...
Rahat mıyım ... Huzur uzandı mı yanıma , henüz bilmiyorum !

Tek bildiğim,içinde hiçbir öfke barındırmayan bütün iyi niyetlerimi alıp da yanıma,seni benden uğurladığım .....

Şimdi,
Artık,
Sadece ....
Hoşça kal sana son sözüm !!!