Seni sevmek

Ne kendime, ne sana anlatabiliyorum seni... Yüreğimin, düşüncelerimin ve hayatımın, zamanlardır uyuyakalmış yarılarıydın sen; bir gece, ifade edemediğim bir dokunuş sonrasında daldığım belki de en huzurlu uykumdan bambaşka kokan bir sabaha çoğalarak uyandığımda anladım. Seni sevmek, bir babayı, bir can yoldaşını, hayatının sonuna kadar yanında olacağını bildiğin bir dostu; ilgiye, şefkate ve sevgiye doymayan afacan bir çocuğu.. ama en çok da tutkulu, kıskanç ve yüreği sonsuz mavilere akan bir deli aşığı sevmek demekti. Seni sevmek iyisiyle-kötüsüyle hayatın ta kendisiydi sanki...


(Ne olur sanki, dizlerinde başım, Saçlarımda ellerin, Gözlerim gözlerinde, Sen anlatsan, ben dinlesem. Ne olur sanki, sabah geceye ışık yaksa. Yorulmasak, gülmekten ağlamaktan. Biz hep böyle vakitleri tutsak. Dem vursak, ağarana dek sabah. Ne olur sanki, Sen özlediğin annenden, Ben çocukluğumdaki dut ağacından, Soluklansak geçmişe. Dizelerle birbirimize, Ya da duyulmamış 8. notayla, Hasretimizi anlatsak. Ne olur sanki..