Sen yanimda olmaliydin

Sen Yanımda Olmalıydın
Hayal bu ya !


Sen yanımda olmalıydın, hemen şurada, yanı başımda.….Zamanı, bir pardösü, bir kaban gibi askıya asmak mümkün olsaydı; sen yanımda olabilirdin. Karşımda duran çerçeveden sıyrılıp, boş bıraktığın kanepeye uzanabilirdin.

Sen yanımda olmalıydın. Kirli çoraplarını yine oraya buraya atmalıydın. Evden hemen hemen her çıkışta arabanın anahtarını unutmalıydın, bana köşe bucak anahtar aratmalıydın. Duşa girdiğinde banyoyu su , aynayı kir içinde bırakmalıydın.

Doğum günlerimi yine unutmalıydın . Kızımız hatırlattığında ise; çelik tencere gibi, duvar saati gibi bence anlamsız hediyeler almalıydın. Bense, sana belli etmesem de kırılmalıydım. Saçma sapan ayrıntılara kafa yorup, kendimi üzecek birşeyler bulmalıydım.

Yanımda olmalıydın.Yıllardır aynı çekmecede duran çoraplarını bulamayıp, onların nerede olduğunu bilmem kaçıncı kez bana sormalıydın. Sabahleyin, takım elbisene uygun olanını tutturabilmek için giyip çıkardığın gömleklerini oraya buraya atıştırmalıydın. Bense, her sabah olduğu gibi arkandan söylenmeliydim. Ne sen dağınıklığından vazgeçmeliydin ne de ben söylenmekten.

Yanımda olmalıydın. Bazı geceler, bu gece ben yatağın bu tarafında yatacağım diyerek, bütün ısrarlarıma rağmen benim yerimi almalıydın. Ve gecenin bir yarısında, ben burada rahat edemedim diye sızlanarak, oramı buramı çiğneyerek kendi tarafına geçmeye çalışmalıydın.

Sen yanımda olmalıydın. Akşam eve geldiğinde, evin hangi odasında olursam olayım, arayıp beni bulmalıydın. Gözlerimin içine bakmalıydın, bana sarılmalıydın. Bense bunu çok sıradan bir davranış olarak görüp, mutluluğumuzun farkına bile varmamalıydım. Sana, yapman gereken bir sürü onarımlardan söz etmeliydim. Sen ise; bozuk muslukları, elektrikli âletleri neden tamir etmediğinle ilgili onlarca sudan bahaneler bulmalıydın.

Ben evde yokken ayakkabılarınla içeri girip de halılar üzerinde toz bıraktığında; sabahtan beri hiç eve gelmediğin yalanını söylemeliydin. Ve ben buna - yalandan da olsa – inanmalıydım.

Sen yanımda olmalıydın. Birlikte çıktığımız yolculuklarımızda, karnımın acıktığı an’ı yakalayıp, yol kenarındaki bir lokantada en sevdiğim yemekleri istemeliydin. Daha ben yemeğimi bitirmeden benim için, - tiryakisi olduğum - az şekerli bir kahve söylemeliydin. Sigarımı yakarken, parmak uçlarını ellerime değdirmeliydin. Ben de ürpermeliydim.

Sen yanımda olmalıydın. Ne kadar sana belli etmemeye çalışsam da, canımın sıkkın olduğunu – nasılsa- anlamalıydın. Hiç zararı yoktu, yemeğini çarçabuk yiyip ben masada yalnız bırakmanın. Bilirdim ki, sen buradasın. İşte hemen şuracıkta. Elimi uzatsam dokunabileceğim, üflesem titretebileceğim.


Sen yanımda olmalıydın.
Ve ben bu yazıyı yazmamış olmalıydım.

Kâmuran ESEN