Dokunma Ruhuma

Sessizliğim içimdeki çığlık gibi bir sesleniş olmuş...
Bazen duyulmayacağını bilmektir ya sessiz çığlıkları attıran...
Bir tek sen duyarsın ,
Sana çarpar tüm haykırışlar...
Yinede susmak istemez içimdeki ses...
Kendi sesinden korkarsın, kulaklarında dinmez çınlamalar başlar
Biliyordun oysa
Korkularımdı beni her gece boğan ,
Yılan gibi boynuma dolanan.
İşte...
Bir tek korkularıma boyun eğmedim.
Dillendiler bende…
Bazen susmalarımda bazen haykırışlarımda…
Kendimi sakladığım kaçışlarıma inat
kapanan perdelerin arkasından sana dair hayata bakmak oldular
Aşka ürkekçe dokunmaktı işlenen en büyük günahım…
Sessizce, en sesli halimle sana bağırmak gibiydi.
Perdelerin arkasından solgun ışıkta duran sesi görmek gibiydi...
İnadına yaşamaktı korkular bende…
Yinede yoktun yanımda
Biliyordum oysa ateşli çemberden geçmeye çalışan buz olduğumu...
Ateşten önce sen değdin,
Eridim...
Bakma bana öyle...
Nedenlerin, soru işaretlerin sende kalsın yollama bana
Sensizliği ekmiştin ya, umarsızca sana açtığım yüreğime...
Öfkem yeşeriyor şimdilerde.
Sensizliğe alıştım artık, derdim sensizlik değil.
Sadece... Sadece...
Git...
Gidebildiğin en uzağa git
Ve
Dokunma Ruhuma...
Bırak dolaşsın sana ait olmayan okyanuslarda,
Çarpsın varacağı kıyılara...
Kanatlansın sonsuza,
Kanatlansın ki katlansın.
Çok geç, geç kaldın bana...
Bırak,
Dokunma Ruhuma...
Kendime sarılmayı öğrendim yalnızlığımda...