Bana bir diyeceğin varsa bugün söyle sevgili !

Bana bir diyeceğin varsa bugün söyle sevgili!
İnan ki üzülmeyeceğim. Şakayıkların gölgesine saklanıp da tel gibi büzülmeyeceğim…

Bana bir diyeceğin varsa bugün söyle sevgili!
Aldırış etme, kötürüm sözcüklerimle sana olan aşkımı anlatışıma… Duymuyormuş gibi yap, yüreğimin ötelere yazgılı ıslığını… Ve korkma lütfen… Hissetmeyeceksin bu kez, dilimin en keskin yerlerinin vicdanını yaraladığını…

Bana bir diyeceğin varsa bugün söyle sevgili!
Ayrılığın küf kokan, yas kokan, kan kokan nefesi üşütemez yüreğimi. Sen al git ceketini… Unutacağım seninle ilgili tüm bildiklerimi… Seni götüren yağmurlarla yıkacağım kirlenmiş ellerimi… Ve ayrılığı hatırlatmayacak bana bu sonbahar mevsimi…

Bana bir diyeceğin varsa bugün söyle sevgili!
“Yetişkinliğimin çocuğu sana aşık oldu” diye solmayacağım. Ezan seslerinin bile girmediği zindanlarda hapsolmayacağım. “Yoksun” diye hiçbir âşığın bilmediği o yerde çile doldurmayacağım. Susturacağım içimdeki o çocuğu… Ayrılığın zor gelir sanma; ben aşkı soyunmasını bildiğim gibi, giymesini de bilirim ayrılık gömleğini…

Bana bir diyeceğin varsa bugün söyle sevgili!
Sileceğim topuklarımdan, seni arayışlarımdan kalan izleri…Ve artık koparmayacağım aşk bahçemdeki filizleri… Seni önüne katıp da savuran yele yükleyeceğim yüreğimin kuru yükünü… Görmeyeceksin asla senin için üzüldüğümü…

Bana bir diyeceğin varsa bugün söyle sevgili!
Artık cümlelerimin sonuna koymayacağım, ezilen ciğerimin kanını… Ayrılık acısına yenilip de kesmeyeceğim sinemi okşayan kızıl saçlarımı…Sen diye sarmayacağım göğsüme yorganları, yastıkları… Bu kez ayrılığın ateşiyle yakmayacağım sigaramı… Ve şiirlerimde seni anlatıp da kanatmayacağım yaralarımı…

Bana bir diyeceğin varsa bugün söyle sevgili!
Yalnızlıkla göbek bağımı keserek, toprağa düşeceğim…
Gülüşünün değdiği her yerle öpüşerek, yeni bir aşka yürüyeceğim…

Gittin diye hiç üzülmeyeceğim... Hiç üzülmeyeceğim…